top of page

İyi Bir İnsan Yaratıcıya İnanmazsa Cehenneme Gider mi?

  • Yazarın fotoğrafı: umuttoztekin
    umuttoztekin
  • 17 saat önce
  • 4 dakikada okunur

" İyi biri Hristiyan olmasa da cennete gider mi? İyi bir insan Allah'a inanmazsa cehenneme gider mi? İyi biriyim ama Mesih İsa'ya iman etmezsem cehenneme gider miyim? İyi bir insan olmak cennete gitmek için yeterli mi? "


Öncelikle, soruyu soran değerli kardeşimize teşekkür ediyoruz.


İyi biri Hristiyan olmasa da cennete gider mi? İyi bir insan Allah'a inanmazsa cehenneme gider mi?  İyi biriyim ama Mesih İsa'ya iman etmezsem cehenneme gider miyim? İyi bir insan olmak cennete gitmek için yeterli mi?


Çoğumuzun içinde, farkında olsak da olmasak da taşıdığımız o çok bilindik inanç var:

"Ben özümde iyi bir insanım. Kimseyi öldürmedim, hırsızlık yapmadım, elimden geldiğince yardımsever oldum. Seven ve merhametli bir Tanrı, beni neden cennetine almasın ki?"


Kendi bakış açımızdan durum gayet makul görünür. Çoğu insan, dünya üzerindeki iyi veya kötü davranışlarına göre cennete veya cehenneme gideceğine inanır. Hatta durum biraz kritik olsa bile, terazinin "iyilik" kefesinin ağır basacağını ve kapağı cennete atacaklarını düşünürler.


Ancak İncil'in sayfalarını araladığımızda, bu yaygın inancın tam tersi bir tabloyla karşılaşırız. Tanrı’nın Sözü bize sarsıcı bir gerçeği fısıldar:


Sorun şu ki, hiç kimse Tanrı'nın cenneti için "yeterince" iyi değildir.


Gözünüzün önüne bir benzetme getirmek istiyorum. Bir kafeye oturdunuz, ağaçların altında bir kafe. İki çay istediniz. Gelen çaylar masalara kondu. Bir bardak, tükürük lekeleri ve dudak kısmı parmak izleriyle dolu. İçinde de bir şeyler yüzüyor gibi.

İkinci bardağı da arkadaşınızın önüne doğru iterken hay aksi! Ağaçlardaki kuşlardan biri çayın içine pisledi ve çayın rengi tavşan kanından bembeyaza döndü neredeyse! Hangisi daha temizdir sizce? Hangi bardaktan çay içerdiniz? Ya da ikisini de iade edip yenisini mi alırsınız?



"İyi İnsan" Yanılgısı


İsa Mesih'e biri gelip "İyi öğretmen" diye seslendiğinde, İsa Mesih ona şöyle bir yanıt vermişti: "Bana neden iyi diyorsun? Tanrı'dan başka iyi olan yoktur." (Markos 10:18) -Kafası karışan kardeşler için, bu İsa Mesih'in insan yönünün bir yanıtıdır. Daha detaylı bilgi için üçlü birlik konusu.-


Bizler "iyi" olmayı, genellikle başkalarıyla kıyaslayarak tanımlarız. Bir katille, bir dolandırıcıyla kendimizi kıyaslar ve "Ben iyi biriyim." deriz.


Bunu şöyle bir örneklendirebiliriz: 10 katlı bir binanın tepesinden aşağıya baktığınızı düşünün. Aşağıdaki insanlar karınca gibi görünür. 1.50 boyundaki biriyle 1.90 boyundaki birini ayırt edemezsiniz, herkes size küçük görünür. İşte Tanrı'nın bakış açısı da böyledir. O'nun kutsallık ve mükemmellik standardından bakıldığında, ahlaklı insanla ahlaksız insan arasındaki fark kaybolur. Ömrünüz boyunca aklınızdan gerçekten hiç mi kötü düşünce geçirmediniz? Mükemmel misiniz?

Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı. (Romalılar 3:23)

Eğer cennete giriş bileti "iyilikler, sevaplar" (yani bizim yaptıklarımız) olsaydı, hiç kimse o kapıdan giremezdi. Çünkü günahlı halimizle cennete girseydik, orayı da mahvederdik.

Gözümüzün, organlarımızın değeri bile kaç para ederken, sonsuzluğu nasıl alışveriş gibi iyi işlerimizle satın alabiliriz ki? O zaman iyi işlerimizi karşılık bekleyerek yapmış oluruz, bu ikiyüzlülük olmaz mı?


Büyük Yargılama ve Açılan Kitaplar

"Sonra büyük, beyaz bir taht ve tahtta oturanı gördüm. Yerle gök önünden kaçtılar, yok olup gittiler. Tahtın önünde duran küçük büyük, ölüleri gördüm. Sonra kitaplar açıldı. Yaşam kitabı denen başka bir kitap daha açıldı. Ölüler kitaplarda yazılanlara bakılarak yaptıklarına göre yargılandı. Deniz kendisinde olan ölüleri, ölüm ve ölüler diyarı da kendilerinde olan ölüleri teslim ettiler. Her biri yaptıklarına göre yargılandı." (Vahiy 20:11-13)

Burası, bir Kurtarıcı'ya (Mesih'e, Rab'be) sığınmadan ölenlerin, neden cennete girmeleri gerektiğini Tanrı'ya kanıtlamaya çalışacakları yerdir.


Bu sahnede kilit nokta iki farklı kitaptır: Yaşam Kitabı ve İşler (Ameller, Sevaplar) Kitabı.


Hayal edin: insanlar İsa'nın karşısında sıralarını beklerken, O'na neden cennet için yeterince iyi olduklarını anlatmak üzere konuşmalarını hazırlıyorlar.

"Bak Tanrım" diyecekler, "Şu iyi işlerime bak, bunları kötülerin yanına koy, kesinlikle iyiler ağır basacaktır! Mizan terazisinde ben üstünüm!"


"Kendi doğruluklarına güvenip başkalarına tepeden bakan bazı kişilere İsa şu benzetmeyi anlattı: “Biri Ferisi, öbürü vergi görevlisi iki kişi dua etmek üzere tapınağa çıktı. 11Ferisi ayakta kendi kendine şöyle dua etti: ‘Tanrım, öbür insanlara –soygunculara, hak yiyenlere, zina edenlere– ya da şu vergi görevlisine benzemediğim için sana şükrederim. Haftada iki gün oruç tutuyor, bütün kazancımın ondalığını veriyorum.’
 “Vergi görevlisi ise uzakta durdu, gözlerini göğe kaldırmak bile istemiyordu, ancak göğsünü döverek, ‘Tanrım, ben günahkâra merhamet et’ diyordu.
 “Size şunu söyleyeyim, Ferisi değil, bu adam aklanmış olarak evine döndü. Çünkü kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini alçaltan ise yüceltilecektir.” (Luka 18:9-14)

Ama Tanrı, onların "İşler Kitabı"nı açtığında, en iyi sandıkları işlerin bile Tanrı'nın standardı (İsa'nın kusursuz yaşamı) yanında ne kadar yetersiz kaldığını gösterecek. Sonra İsa Mesih, Yaşam Kitabı'nı açacak ve isimlerini orada arayacak. Kurtarıcıya iman etmemiş olanların isimleri orada olmayacak. Bizim bir Kurtarıcıya ihtiyacımız var.


Tanrı Bizi Nasıl Değerlendirir?


Elçi Pavlus, Romalılar'da (Bölüm 2), Tanrı'nın yargılamasında kullanacağı yolu açıklar. Bu yolun bize nasıl kurtulacağımızı değil, kendi çabamızla neden kaybolmuş durumda olduğumuzu gösterir:


  1. Gerçeğe Göre: Tanrı bizi başkalarıyla kıyaslamaz, mutlak gerçeğe ve Kutsal Kitap'ın standartlarına göre yargılar.

  2. Tanrı'nın İyiliğine Göre: Tanrı'nın bize yaşamımız boyunca gösterdiği sabır ve iyilik, bizi tövbeye yöneltmek içindir. Eğer bu iyiliği görmezden gelirsek, yargı günü mazeretimiz kalmaz.

  3. Biriken Haklı Yargıya Göre: Tövbe edilmeyen her gün, Tanrı'nın adil yargısının biriktiği bir gündür. Kalp katılığı, insanı ruhsal ölüme götürür.

  4. İşlere Göre: Eğer işlerimize göre yargılanmak istersek, Tanrı en iyi işlerimizi İsa'nın mucizeleri ve kusursuz fedakarlığıyla kıyaslayacaktır. Kimse bu kıyaslamadan galip çıkamaz.

  5. Ayırt Etmeden: Tanrı taraf tutmaz. Zengin, fakir, kültürlü veya eğitimsiz.. O'nun gözünde günah konusunda herkes eşittir.

  6. Aldığımız "Işığa" Göre: Herkes bildiği gerçek oranında sorumludur. Vicdanımız ve yaratılışın kendisi bile birer tanıktır. Bildiğimiz doğruları bile tam olarak yerine getiremiyoruz.

  7. Yüreğin Sırlarına Göre: O gün tüm kapılar açılacak, tüm düşünceler dökülecektir. Kimsenin bilmediği sırlar, Tanrı'nın önünde açık olacaktır.


Bu durum korkutucu görünebilir, ancak İncil'in müjdesi (İyi Haber) tam da burada bizleri sevindirir.

Tanrı adildir, bu yüzden günahı cezalandırmak zorundadır. Ama Tanrı aynı zamanda sevgidir. Bu yüzden kendi Oğlu İsa Mesih'i, bizim günahımızın bedelini ödemesi için kurban olarak vermiştir.


"Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı'nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa'da sonsuz yaşamdır." (Romalılar 6:23)

Kurtuluş, bizim ne kadar "iyi" olduğumuzla değil, Tanrı'nın ne kadar lütufkar olduğuyla ilgilidir. Bu dünyaya gelmeyi biz seçmedik. Bu yüzden Rab, kurtuluşu kucağımıza bırakıyor. Karşılıksız kurtuluşu almalıyız.


"İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı'nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir." (Efesliler 2:8-9)

Cehennem bizim için değil, İblis için yaratıldı. Kendimiz bilerek ve isteyerek iblisin ve cinlerinin yanında olmayalım.

“Sonra solundakilere şöyle diyecek: ‘Ey lanetliler, çekilin önümden! İblis'le melekleri için hazırlanmış sönmez ateşe gidin!" (Matta 25:41)


Eğer iyi bir insan olduğunuza güveniyorsanız, bu durum delik bir şişme yelekle okyanusa açılmak gibidir. Samimiyet tek başına yetmez, doğruyu kabul etmek gerekir. Kollarınızı ne kadar samimiyetle çırparsanız çırpın, uçamazsınız.


Cennet, iyi insanların gittiği bir yer değil; günahlı olduklarını kabul edip, Tanrı'nın lütfuyla bağışlanmış insanların, yani aklanmışların gittiği yerdir. Henüz vakit varken ve bunu okuyorken, bu eşsiz lütfa sarılın. Ya da lütfen bu lütfun ne olduğunu araştırın. (Lütuf: Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik; armağan, kayra, ihsan, inayet, atıfet. -Kaynak TDK-)



Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page